Abstract
Annales Okulu, farklı disiplinlerden yararlanarak gündelik yaşamı ve kültür çalışmalarını tarih incelemelerinin merkezine yerleştirmiştir. Böylelikle siyaset, tarihin temel belirleyeni olmaktan çıkartılarak, uygarlıklara ve zihniyet biçimlerine ilişkin belirlemeler yapılabileceği iddia edilmiştir. Bu bağlamda, tarihsel süreci anlayabilmek için öznelerin niyetlerinden ya da eylemlerinden ziyade, toplumsal yapının özelliklerini açıklamak daha değerli hale gelmiştir. Bu çalışmada da tarihin ele alınış biçimindeki bu değişimle birlikte ortaya çıkan tarihsel yöntem sorunu, Annales Okulu üyelerinden Marc Bloch ve Fernand Braudel’in tarih görüşlerinden hareketle incelenecektir.