Abstract
Bu çalışma, geleneksel din felsefesindeki kötülük probleminin gerçek değil sözde bir problem olduğunu, dolayısıyla çözümlemeye çalışmak yerine tasfiye edilmesi gerektiğini öne süren bazı yeni tarihli iddiaları değerlendirmektedir. Öncelikle ele alınan konu sözde problem dendiğinde ne kastedildiğidir. Bir problemin iki tarafının karşılıklı olarak aynı yanlış varsayımı yaptığı durumlar literatürde sözde problem olarak nitelendirilmektedir. Makalede bu anlamda sözde problemin türleri ve ölçütleri belirlenmektedir. Arkasından geleneksel kötülük problemini oluşturan argüman ortaya koyulmakta ve problem için getirilen çözüm önerileri tanıtılmaktadır. Makalenin son bölümünde, önceki bölümlerde tanıtıldığı şekliyle kötülük probleminin, önceki bölümlerde tanıtıldığı şekliyle sözde problem ölçütlerini karşılayıp karşılamadığı incelenmektedir. Varılan sonuç, kötülük problemine yönelik sözde problem iddialarının savunulabilir olmadığı, problemi tasfiye etmek için ortada sağlam bir gerekçe bulunmadığıdır.