İnsanın içinde yer aldığı toplumsal yaşam, kültürel değerlerin oluşmasına yol açmaktadır. Yaşanılan topluma dayalı bir şekilde oluşturulan değerler, yaşamın temel ölçütleri olarak ön plana çıkmaktadır. Değerler, önceki dönemlerde yalnızca yerel düzeyde kabul görürken, toplumsal değişim süreciyle birlikte ulusal ve küresel boyuta da taşınmıştır. Değerlerin sonraki nesillere aktarılması ve bireylerin olumlu değerleri benimseyip geliştirerek potansiyellerini ortaya çıkarmalarını sağlamak değerler eğitimi olarak ifade edilmektedir. Değerler eğitiminin sonucunda birey yerel anlamda yaşadığı toplumu, evrensel anlamdaysa yaşadığı dönemi yansıtmaktadır. Yeni nesillere değerler eğitiminin verilmesinde farklı (...) aktörler bulunmaktadır. Masalların değer aktarma amacı güden unsurlardan biri olduğu bilinmektedir. Masallar, önceki nesillerin deneyimlerini bizlere aktararak kültürel farkındalık oluşturup bulunduğumuz toplumun geçmişini daha iyi öğrenmemizi sağlar. Benzer kültürel ortamlarda yaşayan toplumlar, belirli ortak değerleri paylaşmaktadır. Uzak Doğu masallarında benzer değerlerin tespit edilmesi bu duruma örnek gösterilebilir. Bu bağlamda, araştırmada Japon masalları değerler eğitimi açısından incelenmektedir. Masallar işlevsel insan değerleri modeli çerçevesinde betimsel içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Analiz edilen on beş masalda en sık görülen değerler olarak dindarlık ve duygu ön plana çıkmaktadır. Zevk ve sağlık en az görülen değerlerken istikrar ve cinsellik değerleri yer almamaktadır. Verilerin, Japon masallarına farklı pencereden bakılmasına ve bu alanda Türkiye’de yeni çalışmaların geliştirilmesine katkıda bulunulması hedeflenmektedir. (shrink)

Since its inception, a core aspiration of deliberative democracy has been to enable more and better inclusion within democratic politics. In this article, we argue that deliberative democracy can achieve this aspiration only if it goes beyond verbal forms of communication and acknowledges the crucial role of non-verbal communication in expressing and exchanging arguments. The article develops a multidimensional approach to deliberative democracy by emphasizing the visual, sonic and physical dimensions of communication in public deliberation. We argue that non-verbal modes (...) of communication can contribute to public deliberation when they (1) are used as part of reason-giving processes, (2) enable the inclusion of marginalized actors in public debates and (3) induce reflection and encourage new ways of thinking about the public controversies at hand. (shrink)

İçinde bulunduğumuz çağın beraberinde getirdiği teknolojik gelişmeler ve yaygınlaşan internet kullanımı yepyeni bir pazarlama paradigmasının oluşumuna sebep olmuştur. Geleneksel ve modern pazarlama kavramlarının yanına, fiziksel ve dijital konseptlerin birlikteliğinden meydana gelen fijitalleşme kavramı da eklenmektedir. Bu çalışmada, ilk olarak paradigma ve paradigmanın değişimi kavramları açıklanmış ve daha sonrasında bir paradigma değişimi olarak fjitalleşme kavramına, geçmiş literatür incelenip bir araya getirilerek bütüncül bir biçimde yer verilmiştir. Fijitalleşme kavramı kapsamlı bir biçimde mercek altına alındıktan sonra elde edilen bulgularla bu kavrama ilişkin lokal (...) ve global örneklere yer verilmiştir. Bu kapsamda fijitalleşme kavramının firmalar açısından önemine değinilmiştir. (shrink)