Abstract
Mümkün varlıkları aracı kılmadan Vâcibü’l-Vücûd’un varlığını ispatlama çabalarının bir sonucu olan sıddıkîn burhanı ilk defa Müslüman filozoflar tarafından dillendirildi. İbn Sînâ (ö. 428/1037) da Fârâbî’nin etkisiyle yeni bir burhan açıkladı ve buna sıddıkîn adını verdi. Molla Sadrâ (ö. 1050/1641) varlığın asaleti ilkesini mutasavvıflardan, teşkîk ilkesini de Sühreverdî’den iktibas ederek yeni bir sıddıkîn burhanı dillendirdi. Bu burhanın, varlığın asaleti, basîtliği/yalınlığı, teşkîkî ve ma’lûlün illete ihtiyacı olmak üzere bazı öncülleri vardır. O, bu öncülleri açıkladıktan sonra teselsüle ihtiyaç duymadan Vâcibü’l-Vücûd’un varlığını ispatlar. Onun burhanı diğer sıddıkîn burhanlarına nispetle bazı üstün özelliklere sahiptir. Öncelikle bu burhan varlığın asaleti ilkesi üzerine bina edildiğinden dayanağı varlık kavramı değil, varlığın nesnel hakikatidir. İkincisi bu burhan Vâcibü’l-Vücûd’un zâtını ispatlamakla birlikte Vâcibü’l-Vücûd’un birliğini ve kemâlî sıfatlarını ispatlar. Üçüncüsü bu burhana göre mümkün varlıklar hiçbir aracı olmadan Vâcibü’l-Vücûd’a bağımlı olduklarından burhanın açıklanmasında teselsül ve kısır döngüden yararlanma ihtiyacı yoktur. Molla Sadrâ’nın teselsül ve kısır döngüden de yararlanarak Vâcibü’l-Vücûd’un varlığını ispatladığı burhanlar da vardır. Molla Sadrâ bu burhanıyla hem Vâcibü’l-Vücûd’un varlığını ve hem de onun kemâlî sıfatlarını ispatladığını iddia eder. Bu çalışmada bu iddia incelecek ve ispat-ı vacip meselesinde Molla Sadrâ’nın ne gibi yenilikler getirdiği ele alınacaktır.
ABSTRACT
A result of the attempts to prove the existence of The Necessary Existence without the mediation of possible beings, proof of the truthful was first expressed by Muslim philosophers called it sıddıkin. Mullā Ṣadrā’s “proof” that he explains has certain premises such as the fundamental of existence, indivisibility of the existence, existential gradation, effect’s need for cause. After explanining these premises, Mullā Ṣadrā then proves the Necessary Existence without needing succession. Mullā Ṣadrā’s proof of the truthful has certain superior features tan the proofs of truthful expressed before him. First of all, as this proof is built upon the principle of the fundamental of existence, its foundation is the external truth of existence, not the concept of existence itself. Secondly, this proof proves the unity and perfection attributes of The Necessary Existence as well as proving the existence of the Necessary Existence. Thirdly, according to this proof, as all possible existences are dependent on The Necessary Existence without any mediation, there is no need to benefit from succession and vicious circle in explaining the proof. However, Mullā Ṣadrā proves the Necessary Existence by benefitting from succession and vicious circle in other proofs. Mullā Ṣadrā asserts that this proof demonstrates the presence of The Necessary Existence and its perfection attributions. This study examines this assertion and addresses what kind of innovations was brought by Mullā Ṣadrā in terms of proving The Necessary Existence.