En este artículo se sistematiza la perspectiva teórica de Pierre Bourdieu sobre las clases sociales. Se presentan las críticas que realiza a los puntos de vista objetivista y subjetivista en teoría social, los fundamentos de su propia propuesta, el concepto de habitus de clase, y las luchas de clasificaciones mediante las que se constituyen las clases.

National parks are considered as the most important instrument for the conservation and protection of biodiversity, particularly for rehabilitation of critically endangered species in Ethiopia. However, the management of most of the national parks is threatened by complex socioeconomic and political factors. This paper, was thus designed to assess the socio-economic and political factors that threaten the management of Nech Sar National Park. Document analysis, previously conducted empirical research and reports were utilized as the main sources of data. In addition, (...) interviews and personal observations were applied as tool to generate supplementary data. The analysis indicates that there are enormous socioeconomic and political factors that limit and challenge the management and sustainable use of the park for example, using the park as a primary source of livelihood and as grazing land, the expansion of agriculture, the establishment of settlements, and investment centers, are the most important factors that are threatening and challenging the management of the park. There are also conflicts of interests, lack of political commitment, lack of clear demarcations, and capacity problems which are additional factors that constrain the sustainability of the park. Therefore, in order to use the park for its primary management objectives, and hopefully overcome the chronic threats of the poor management, and reap the benefits in a sustainable way, all stakeholders should work hand in hand rather than be striving to meet their individual interests at the expense of the park and its conservation objectives. (shrink)

The paper is an analysis of Rousseau’s concept of property. It shows that Rousseau wants to draft a new system of politics that will not forbid private property but will limit its scale. It aims to clarify that Rousseau owes much to John Locke’s theory and even adopts Locke’s definition that it is a basic purpose of the social contract to protect the citizen’s property. It is argued that in spite of these similarities Rousseau’s account differs fundamentally from Locke’s. Having (...) a right of ownership to something for Locke means to be entitled to exclude anybody else from it: to say “this is mine” in Locke is synonymous to “it is not yours”. For Rousseau having a right of ownership to something implies a self-limitation by the proprietor: to say “this is mine” in Rousseau signifies “everything else is not mine”. While property rights in Locke have the purpose of legitimizing “pleonexia” and economic inequality, Rousseau tries to use them as restrictions to citizens’ desires and greed. (shrink)

Felsefe Optiğinden Aşkın Renkleri kitabı Senail Özkan’ın bir takdim yazısı, giriş ve yedi bölümden oluşmaktadır. Kitapta kaynakçaya yer verilmemiştir. Halilov, kitabın giriş kısmında ‘aşk’ın ne olduğunu ve hangi ilim dalı tarafından ele alınması gerektiğini açıklamıştır. Ona göre aşk insanın manevi âleminin en derin katmanlarında ortaya çıktığı için temel itibariyle bilinçdışı alana aittir. İlim onu irdeleyemez, aşk, ilim için muğlak bir alandır ve mantıki düzlemde değerlendirilmesi oldukça zordur. İlim açısından incelenemediği için bu işi felsefe ve şiir üstlenmektedir.(s.16, s. 55) Şiir ve (...) aşk ilişkisine değinen Halilov, şiirin aşk ile büyük bir ilgisi olduğunu Doğu’da ve Batı’da aşk konusunun şiir sanatının kapsamı içinde değerlendirildiğini söyler. Doğu’da Nizami, İbn Arabi, Mevlana, Fuzuli, İkbal ve Cavid’e kadar Doğu şairlerinin aşk konusunu ele aldığı ve bununla ilgili eserler verdiğini ekler. Halilov’a göre Doğu’da aşk, ‘ilahi nitelikte’ ele alınmaktadır. Bütün kitap boyunca ‘ilahi aşk’ meselesi üzerinde duran Halilov bazen bu görüşü savunmuş bazen de tutarsız ve gerçek hayattan uzak olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Ona göre aşk, ilahi olmaktan ziyade ferdi, bireysel veya insanidir. Aşk, ‘yerle gök arasında’ olması gerekmektedir. Bu açıdan Halilov aşkı, rasyonel bir düzlemde alan Batı öğretisini tercih ettiğini söylemektedir.(s.18) Fakat kitabına baktığımızda aslında Halilov’un bazı gerekçeler nedeniyle bu konuda biraz tereddütte kaldığını göreceğiz. (s.25). (shrink)