Dissertation, Ankara University (
2002)
Copy
BIBTEX
Abstract
Ahlak ve ahlaki değerler insanın varoluşuyla başlayan bir olgudur. Ahlak, insanın
yaşamını devam ettirmesi için gereklidir. Ahlâki değerlerden uzak bir ferd düşünülemeyeceği
gibi, milletler ve toplumlar da düşünülemez. Ahlâkî değerler insanları ister istemez kuşatır ve
yaşamın idamesini sağlar. İnsan varlığının yaşam koşullarını bu denli etkileyen bir olguyu tez
konusu seçmemdeki amacı, özelde Stoa Ahlakı’nı, genelde ise ahlak felsefesini araştırmak ve
ahlak olgusunu anlaşılmasına katkıda bulunmaktır.
Stoa Okulu milattan önce üç yüzlü yıllarda Kıbrıslı Zenon’un (335-264) öncülüğünden
kurulmuştur. Kıbrıslı Zenon insan için en önemli olanın ahlak olduğunu ve ahlak felsefesi
(etik) yapmanın felsefenin en temel sorunu olduğunu vurguluyordu. Ahlak felsefesi dışındaki
diğer bilimler ahlak felsefesi (etik) yapmak için gereklidir. Zenon’dan sonra gelen filozoflar
da aynı çizgiyi takip etmişlerdir. Onun bu felsefi düşüncesi Stoa Okulu’nun son filozofu olan
Roma İmparatoru Marcus Aurelius Antoninus’a (121-180) kadar sürdü. Ahlâkın üzerinde bu
denli çok durmuş olan bu felsefî anlayışın ahlâkının ne olduğunu anlamak için, dikkate
alınması gerektiğini düşünmekteyim.
İnceleme konum olan “Stoa Okulu’nda Felsefe ve Ahlak” yukarıda belirttiğim hususa değinen
bir çalışmadır. Bu çalışmamın ilk bölümünde Stoa Okulu’nun tarihi gelişimini, temel
görüşlerini ve diğer felsefî akımlarla etkileşimini anlattım. Bunu yapmamdaki amacım,
Stoa’nın ahlâk anlayışını açıklamaya bir ön hazırlık teşkil etmesiydi. İkinci bölümde ahlak
felsefesi ve ahlâk felsefesi yönünden Stoa’yı etkileyen filozoflara değindim. Üçüncü bölümde
ise, bütün bunlardan faydalanarak Stoa ahlâkı üzerinde durdum. Son bölümde, fatalizm-
kadercilik kavramları çerçevesinde, Stoa fatalizmine ve İslam kaderciliğine değindim.
Bu bölüm özellikle Fatalizm ve kadercilik kavramlarının karıştırılması ve birbirinin yerine
kullanılması açısından önemliydi. Buna elimden geldiği kadar açıklık getirmeye çalıştım.