Abstract
Kant felsefesine karşı yapılan en yaygın eleştirilerden biri onun öznelci olduğudur. Bu eleştiriyle birlikte ayrıca Berkeleycilik suçlaması ve fenomenalist okuma karşımıza çıkmaktadır. Öznelcilik ithamına göre Kant empirik nesneleri sağlam/zihinden bağımsız bir şekilde düşün(e)mez, bu ise bilincimizin içine sıkışıp kaldığımız bir felsefeye yol açar. Berkeleycilik suçlaması ve fenomenalist okumaya göre de Kant felsefesi sadece görünüşleri bilebileceğimizi söyleyerek, bütün gerçekliği “kafanın-içinde-duran” zihinsel içeriklere indirgemiştir. Bu makalede öncelikle Kant’ın Berkeleycilik ithamına karşı kendi argümanlarını inceleyeceğiz; daha sonra fenomenalist okumanın temel varsayımlarını Van Cleve’in Kant yorumunu mercek altına alarak bulacak ve eleştireceğiz. Bizim görüşümüze göre Van Cleve Kant’ı ele alırken ona iki varsayım isnat eder. Birincisine göre, Kant Kartezyen-Lockeçu temsiliyetçiliği savunur; ikincisine göre, Kantçı özne temelcidir. Bizce bu iki varsayımın Kant’a yüklenmesi haksızdır ve dolayısıyla Berkeleyci fenomenalist okuma ikna edici görünmemektedir. Kant’ın görünüş kavramı “kafanın-içinde-duran” zihinsel içerikler anlamına gelmemektedir; özne ise Kant’ın felsefesinde temelci bir pozisyon işgal etmez, dolayısıyla özne nesneyi salt bir zihinsel içerikmiş gibi taşımaz zira hem özne hem nesne Kant’ta fenomenal alana düşerler.