Results for 'Concetta Vardé'

18 found
Order:
  1. Skapat liv och livets värde.Erik Persson - 2017 - In Jessica Abbott & Erik Persson (eds.), LIV – Utomjordiskt, Syntetiskt, Artificiellt. Lund, Sverige: Pufendorfinstitutet. pp. 219-237.
    Om människan någon gång kommer att få förmågan att skapa nya livsformer, hur kommer det att påverka livets värde? Detta är en fråga som kan vara en källa till oro när man diskuterar konstgjort liv, men är oron befogad? I ett försök att svara på den frågan kommer jag att gå igenom några möjliga skäl till varför förmågan att skapa konstgjort liv skulle hota livets värde, och se om de verkligen ger oss skäl att oroa oss.
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark   1 citation  
  2. Türki̇ye'de di̇n psi̇koloji̇si̇ alaninda yapilan li̇sansüstü tezler üzeri̇ne bi̇r i̇nceleme.Kenan Sevinç - 2014 - Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 15 (28):243-243.
    Bu çalışmada, Türkiye’de 1963 ile 2012 yılları arasında din psikolojisi alanında yapılan ve hala devam eden yüksek lisans ve doktora tezlerine ilişkin analizler yer almaktadır. Bunun yanında din psikolojisinin Türkiye’de akademide yer alışına dair kısa bir tarihçe vardır. Bu çalışmanın amacı, din psikolojisi doktora tezlerine ilişkin bir bibliyografya oluşturarak, araştırmacılara ve lisansüstü öğrencilerine bir katalog sunmaktır. Ayrıca, tezlere ait verilerin analizleriyle, yapılacak yeni çalışmalara yol göstermek amaçlanmıştır. Yöntem olarak literatür taraması yapılmış, farklı kurumların katalogları taranmış ve alandaki akademisyenlerle görüşülmüştür. Elde (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  3. Dinî Tecrübe Delilinde Sezginin Yeri ve Önemi.Aysel Tan - 2019 - Malatya, Türkiye: İspec.
    Dinî tecrübe Friedrich Schleiermacher (ö.1768) ile önem kazanan ve William James’in (ö.1842) eserleriyle din felsefesinde teistik delillerin içine dahil olan bir delildir. Dini tecrübelerin birçok şekilde meydana geldiği iddia edilmektedir. Bunlardan biri de sezgidir. Bu bildirinin amacı sezgisel bilginin Tanrı’nın varlığına delil olup olmadığını ortaya koymaktır. Sezgisel yetenek, insanın fiziksel gelişimine (yani beyin) paralel olarak gelişen bir yetidir ve zihnin gelişmesiyle birlikte kapasitesi artmaktadır. Önce çocukta duygusal bir sezgi hakim iken (4-7 yaş), daha sonra çocuğun somut işlemlere geçmesiyle sezgisel yetenek (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark   2 citations  
  4. İslam İnancını Erdem Epistemolojisi Üzerinden Anlamak.Musa Yanık - 2022 - Dem Yayınları 1:95-113.
    Epistemolojik olarak bilgiye başvuran ve bilme faaliyetinde bulunan insanın, Kur’an’da önemli bir yeri vardır. Buradaki bilme faaliyetini, salt teolojik bir buyruk olarak, yani Allah’ı bilmek olarak değil, doğru bilgi ile yanlış bilgi arasında hem teorik hem de ahlaki bir farklılık olarak anlamak ve Kur’an'da insana epistemik özellikler atfedildiğini ve böylece insanın epistemik başarılarından dolayı övüldüğünü söyleyebilmek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında herhangi bir önermeye yönelik olarak rasyonel bir tutum benimseyen, yani bilen özne ile bu faaliyette isteyerek ve istemeyerek giren kişinin durumu (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  5. Kant'ın Ontolojik Delile Getirdiği Eleştiriler.Aysel Tan - 2019 - In Üyesi̇ Abdulsemet Aydin (ed.), Sosyal Bi̇li̇mler Kongresi̇ Ki̇tabi.
    Kant’ın (ö.1804) felsefesi eklektik bir felsefedir ve Aydınlanma felsefesinin devamı niteliğindedir. Aydınlanma felsefesine benzer şekilde felsefesinin temeli akıldır ve aklın sınırları ve kullanımı hakkında fikirler ileri sürmüştür. Kant, dini ele alırken Tanrı’nın varlığının saf akılla ispatlanamayacağı sonucuna varmıştır. Çünkü akılla yapılan ispatlarda Tanrı’nın varlığına getirilen deliller kadar yokluğuna da eşit derecede deliller getirilebilir. O nedenle Tanrı’nın varlığının ispatında saf aklın değil pratik aklın önemli olduğunu ve ahlâksal yasaların bizi Tanrı’nın varlığına götüreceğini ileri sürer. Bu görüşünü desteklemek için eserlerinde teistik delillerin (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  6. Tanrı ve Diğer Zihinler.Musa Yanık & Alvin Plantinga - 2024 - Ankara: Fol Yayınları. Translated by Musa Yanık.
    “1950’li yıllarda dönemin büyük felsefecileri arasında dinsel inancı savunan bir kişi bile yoktu. 1990’lı yıllarda Yale’den UCLA’ya, Oxford’dan Heidelberg’e kadar birçok yerde insanın manevi yanını savunan ve geliştiren yüzlerce kitap yazılacak, sel olup akacaktı. Aradaki 40 yıllık süre zarfındaysa sadece ve sadece Alvin Plantinga vardı.” Kelly James Clark Tanrı’nın veya tanrıların varlığı sorusu felsefenin ezeli sorularından biri olagelmişse de Nietzsche’nin Tanrı’nın ölümünü ilan ettiği günden bu yana onu doğrularcasına yaşanan acılar, savaşlar, kötülükler bu konudaki tartışmaların sesini uzun süre bastırdı. Ama (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  7. Farabi'de Dini Çoğulculuğun Temelleri ve Sınırları.Adem Çelik & Metehan Karakurt - 2019 - In Zuhra Kalakhanova & Ali Söylemez (eds.), IV. International European Conference on Social Sciences. Ispec Publishing House.
    Dini çoğulculuk, dini dışlayıcılık ve kapsayıcılıktan farklı olarak, her dinsel inanış taraftarlarının kendi dinleri içinde kalarak ilahi selamete erişeceğini söyler. Temelde, teolojik ve felsefi boyutları olan dini çoğulculuk tartışmasının siyasete bakan bir yönü de vardır. İslam tarihinde Meşşâî felsefenin kurucusu ve mutluluk filozofu olarak bilinen Farabi, bir taraftan hakikate nasıl ulaşılacağı diğer taraftan ise “âlem” adını verdiği kozmopolitanizm nasıl inşa edileceği ile ilgilenmektedir. Siyasal toplumun amacının, insanların uygun ölçekte, en yüce iyi için yardımlaşmalarını sağlamak olduğunu savunan Farabi’ye göre, erdemli bir (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  8. Görüngüsel Muhafazakarlık: Genel Bakış ve Bazı Yaygın Eleştirilere Alternatif Yanıtlar.Utku Ataş - 2023 - Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 10 (2):34-52.
    Turkish Epistemoloji rasyonel inançların felsefi analizini konu edinmesi nedeniyle gerekçelendirme edimine merkezi bir önem atfeder. Gerekçelendirme kişinin bir önermeye inanmak için gerekçeye sahip olunmasını sağlayan koşul veya koşullar dizisinin tespit edilmesini içerir. İnançlarımızın birçoğunun çıkarımsal olmayan gerekçelerinin bulunduğu şeklindeki ılımlı/yanılırcı temelci perspektifle uyum sağlayan bir gerekçelendirme teorisi olarak Michael Huemer tarafından ortaya konan görüngüsel muhafazakarlık ilkesi, bu türden bir koşulu tanımlar. GM formülasyonuna göre eğer S’ye p olarak görünüyorsa, çürütücü etmenlerin yokluğunda S’nin p’ye inanmak için en azından bir dereceye kadar (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  9. Fârâbî’de Mutluluk ve Mantık İlişkisi.Nuriye Merkit - 2021 - Theosophia (2):1-12.
    Mutluluk kavramı Fârâbî felsefesinin merkezî kavramıdır. Ona göre mutluluk insanî yetkinliğin en üst noktası ve insanın doğal amacıdır. İnsanı bu hayatta dünya mutluluğuna ve öteki dünyada sonsuz mutluluğa ulaştıracak olan dört tür erdem vardır. Bunlar teorik erdemler, düşünme erdemleri, ahlakî erdemler ve sanatsal erdemlerdir. Düşünme erdemleri teorik erdemlere bağlı iken, ahlakî erdemler ile sanatsal erdemler de düşünme erdemlerine ve teorik erdemlere bağlıdır; çünkü iyinin ve kötünün belirlenmesi, sanatsal ve meslekî becerilerin kazanılması bilgiyle mümkün olmaktadır. Bu bağlamda mutluluk iyiyi kötüden, doğruyu (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  10. Quantum Filozofi.Ismet Sahin (ed.) - 2018 - Ankara, Turkey: Praksis.
    Bu çalışma kitap olmayan bir kitaptır. Okur klasik kitaplarda alıştığı tamamlanmış metinler, çözümlenmiş bilimsel ve felsefi problemler beklemesin bu çalışmada. Sunduğum şey üzerinde çalıştığım konular ve o konularla ilgili geliştirdiğim düşünceler, aforizmalar yer yer dağınık önermelerdir. Bu iki nedenden dolayı böyledir: Birincisi bilgi kuramsal açıdan tamamlanmış önermeler dizgesinin yanlış olmasıdır. Quantum çağında her gün yeni bir keşif yaptığımız nesneler ile ilgili büyük anlatılar ve tamamlanmış, sistematik görüşler geliştirilemez. Geleneksel tüm kitaplar ilgilendikleri nesneyi tüm bağıntılarıyla çözdükleri iddiasındadır. Örneğin tüm çağdaş fizik (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  11. Foucault & Deleuze Ekseninde Anarşist Bir Film Teorisi.Nathan Jun - 2016 - Istanbul: Altikirkbeş Basin.
    Sinema, genel olarak tüm sanat dalları, aynı anda hem bir sanat dalı ve politik-ekonomik bir kurumdur. Bir yanda elimizde hareketli imgeleri ışıkla selüloidden geçirerek ekrana yansıtan mecra film vardır. Tek tek filmler ise biçim ve içeriklerine göre birbirlerinden ayrılan ve analiz edilen münferit estetik objelerdir. Öte yanda ise film endüstrisi yer alır - filmleri planlayan, üreten, pazarlayan ve kitlelere izleten sanatsal, teknik ve ekonomik araçların oluşturduğu komplike ağ. Doğumundan bu yana sinemanın estetik ve politik açıları farklı formlarda birçok teorik analize (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  12. Nəsirəddin Tusinin "Əsasül-iqtibas" əsəri əsasında məntiqə dair terminlər lüğəti.Aladdin Malikov (ed.) - 2022 - Baku: Elm nəşriyyatı.
    Azərbaycan elm tarixini tədqiq edərkən dövrün tələbindən çıxış edilərək ərəb və fars dillərində yazılmış çoxlu əsərlərə rast gəlirik. Bu əsərlərdən biri də dahi alim Nəsirəddin Tusinin fars dilində məntiqə dair yazdığı Əsasül-iqtibas əsəridir. Əsər ilk dəfə 2022-ci ildə nəşr edilərək oxucu və tədqiqatçıların ixtiyarına verilmişdir. Əsasül-iqtibas əsəri XIII əsrin ortalarında yazılmışdır. Əsərin yazılmasından təqribən səkkiz əsrə yaxın vaxt keçmişdir. Bu müddət ərzində həmin əsərdə istifadə edilən bir sıra termin və sözlər artıq müasir fars dilində istifadə edilmir. Əsərin məntiqə aid olması (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  13. İbn Sînâ’da İdrak Mertebeleri ve İkinci Felsefî Ma’kûller.Sedat Baran - 2020 - Tasavvur - Tekirdag Theology Journal 6 (1):291-312.
    İdrak ve niteliği felsefenin en önemli problemlerinden biridir. İbn Sînâ hissî, hayalî, vehmî ve aklî olmak üzere dört farklı idrak mertebesi dillendirir. Buna göre insan nefsi nesnelerin suretlerini duyu yetileriyle algılar. Daha sonra bu suretleri hayal yetisine teslim eder. Akabinde akıl bu sureti barındırdığı maddî eklentilerden arındırarak aklî suretlerin oluşumu için gerekli zeminleri hazırlar. Daha sonra faal akıl insan nefsine aklî suretleri verir. İnsan zihninde duyularla algılanan bu kavramlardan başka kavramlar da vardır. Bu küllî kavramların yeri nesnel âlem değil öznel (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  14. MUTLU ŞEHRİN BAĞLANMAYA KARŞI DURAN BİLGE SAKİNİ.U. Özyıldırım & Mustafa Günay - 2021 - In U. Özyıldırım & Mustafa Günay (eds.), SİNOP KÜLTÜR VE TURİZM SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI CİLT-I. Ankara, Türkiye:
    Son dönemde yapılan araştırmalarda en mutlu şehir olarak seçilen Sinop’un yüzyıllar öncesinde bir sakini vardı ki insanlık için mutlu olmanın doğru yolunu bulmayı kendine dert edinmişti. Öğretileri Roma İmparatorluğu’nun resmi dini gibi benimsenecek, Marcus Aurelius gibi Roma Krallarının filozofu olmaktan gurur duyacağı Stoa Okulunun ve Dünya Hükümdarı Büyük İskender’in büyük övgüsüne mazhar olmuş, Sinoplu Diogenes.
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  15. Zarar İlkesi Üzerine: Üç Temel Eleştiriyi Tartışmak.Utku Ataş - 2024 - Kaygı. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi 23 (1):68-93.
    Turkish Bu makalede bireylerin eylemlerine müdahale etmenin tek haklı gerekçesinin başkalarına zarar gelmesini önlemek olduğunu ifade eden ‘‘zarar ilkesine (Zİ)’’ getirilen üç eleştiriyi tartıştım. Öncelikle ilkeyi anlamlı kılabilecek bir zarar tarifinin bulunmadığı eleştirisini ele alarak bu eleştirinin, ilkenin ancak problemsiz bir zarar tanımı ile birlikte makul kabul edilebileceği varsayımına dayandığını tespit ettim. Zarar kavramına ilişkin var olan bilgi dağarcığımızı görmezden gelmesi ve zarara başvuran ilkeler haricindeki diğer birçok ilkeyi de kapsayan genel bir şüpheciliğin önünü açması nedeniyle ilgili varsayımı reddetmemiz gerektiğini (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  16. Atmosferin Dijitalleşme İmkanları: Metaverse ve Halüsinatif İmge.Serkan Can Hatıpoğlu & Cansu Tatlı - 2022 - Mstas2022 (Mimarlıkta Sayısal Tasarım Sempozyumu) 1:403-412.
    Metaverse, başka olanakları olan bir evrenin inşa edilmesine yönelik bir girişimdir. Sanal evren önermelerinin çeşitli süreçlerden geçtikten sonra geldiği bu noktada dijital ikizler ve çeşitli ekonomik yatırımlar söz konusudur. Ne var ki, Metaverse yeni bir evrene işaret ederken benliğin bir kopyasını ve konvansiyonel ekonomik etkileşimlerin imitasyonunu üretmenin çok daha ötesini vaad edebilir. Ancak bu potansiyelleri açığa çıkarabilmek için yoğunlaşılması gereken alanları titizlikle tespit etmek gerekir. Metaverse, gündelik hayat diyaloglarına epey sızmış olsa da akademik alanda yapılan çalışmalar sınırlıdır. Keza mekana dair (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  17. Yönsüzleşmiş Bir Demokrasi Kavrayışına Eleştiriler.Suat Kutay Küçükler - 2020 - Noktasız Dergi 2020 (1):22-31.
    Demokrasinin alışılagelen ve hatta belki de klişe tanımı “halkın egemenliği” şeklindedir. Buna göre demokrasilerde halkın kendi kendisini yönettiği söylenir. Gelgelelim kavramların da tarihi vardır ve tarihselliğinden yalıtılan kavramların mutlaklaştırılması ve böylece kavramlara ilişkin meselelerde totaliter tarzda yaklaşımların peyda olması kaçınılmazdır. O halde demokrasinin “kendinden menkul” olmadığını bilmek, onun tarihselliğini kavramakla mümkündür. Bu kavrayış, yönsüzleşmiş bir demokrasinin doğurduğu sorunları bertaraf etmenin sağlam bir yoludur. Demokrasinin nasıl olup da yönsüzleşebileceği, yani halkın egemenliğinin halka karşı yönelebileceği de yine bu yolla anlaşılabilir.
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark  
  18. Molla Sadrâ’da Vâci̇bü’l-Vücûd’un İspatinda Burhan-I Siddikîn Proof Of The Truthful In Proving The Necessary Existence In Mullā Sadrā.Sedat Baran - 2020 - Diyanet İlmî Dergi 56 (1):205-224.
    Mümkün varlıkları aracı kılmadan Vâcibü’l-Vücûd’un varlığını ispatlama çabalarının bir sonucu olan sıddıkîn burhanı ilk defa Müslüman filozoflar tarafından dillendirildi. İbn Sînâ (ö. 428/1037) da Fârâbî’nin etkisiyle yeni bir burhan açıkladı ve buna sıddıkîn adını verdi. Molla Sadrâ (ö. 1050/1641) varlığın asaleti ilkesini mutasavvıflardan, teşkîk ilkesini de Sühreverdî’den iktibas ederek yeni bir sıddıkîn burhanı dillendirdi. Bu burhanın, varlığın asaleti, basîtliği/yalınlığı, teşkîkî ve ma’lûlün illete ihtiyacı olmak üzere bazı öncülleri vardır. O, bu öncülleri açıkladıktan sonra teselsüle ihtiyaç duymadan Vâcibü’l-Vücûd’un varlığını ispatlar. Onun (...)
    Download  
     
    Export citation  
     
    Bookmark